Geçen gün beni aradı. Dayısı Opel corsa arabasını istemiş doğal olarak ve o da doğal olarak vermek zorunda kalmış. Neymiş efendim işi bırakıp arabayı teslim etmiş. Yevmiyenin bir kısmından da olmuş. Gelip beni al diyor. Yahu yakın bir yer olsa eyvallah derim alırım ama uzak mesafe sonuçta ve her defasında ayak işin için de arabamı da kendimi de yoramam kusura bakma.

Sen kimsin ki ağa mısın paşa mısın nesin yani. Atla dolmuşa gel. Dolmuş yoksa taksiye bin bana ne senin durumundan. Bu tür şeylerde suistimal edenlere çok kızıyorum. Otobandan 10 dakikada gelirsin diyor. Nefesim kesiliyor diyorum adamda anlayışta yok. Mersin'e kız arkadaşınla nasıl gittin diyor. Sana ne sana hesap mı vereceğim , sen kimsin de bunu sorguluyorsun. Normal yoldan gel diyor o zaman. Bana ya da aracıma bir şey olsa hesabını verebilecek misin ? Hayır tabi ki. Yok dedim oralara kadar gelemem dedim. Tamam işine bak o zaman dedi. Bakarım tabi sende işine bak senin triplerini çekecek git başka birini bul psikolojik sorunlu herif.

Sanki mecburum seni her defasında bir yerlere götürüp getirmeye. Sana daha önce araç verdiğime bile pişmanım. Saçma sapan araç kullanıyorsun aracı vursan bir yere yine aramız bozulurdu. Ne demişler: Vereyim mi kötü olayım , vermeyim mi kötü olayım ? Verme kötü ol arkadaş. Sonunda üzüleceğin bir şeyse verme kötü ol.